Güncel

(Foto galeri)20 yıldır soruyoruz Şefik Geçgel nerede!

İstanbul: 452. kez Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri her hafta olduğu gibi, bu haftada gözaltında, işkencede ve sokak ortasında katledilen insanların faillerinin belli olduğunu bu faillerin ortaya çıkarılmasın ve yargılanmasını ve gözaltında katledilen insanların cenazelerinin ailelerine teslim edilmesini istedi.

Eylemde ilk olarak 31 Kasım 94’te kaybedilen Nihat Aydoğan’in eşi Halime Aydoğan konuştu. Aydoğan eşinin korucular ve asker tarafından kaybedildiğini ve kendisinin TC Devletinden hiçbir şey istemediğini sadece eşinin kemiklerini bulup mezar yapmak ve mezarı başında dualar okumak, bayramlarda mezar ziyareti yapmak istediğini söyledi.

Daha sonra 23 Şubat 1995’de kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız bir konuşma yaptı. Yıldız yaptığı konuşmada şu noktalara değindi; “Başbakan demokrasi paketi dedi ama reklam paketi çıktı. Gezi eylemlerinde ‘polisimizi yedirtmeyiz diyordu şimdi valimizi yetirtmeyiz’ diyor. Hiç kusura bakamasın biz insan yemiyoruz. Şimdi çıkmış utanmadan Amed’e gidiyor ama Amed burada adalet istiyor. Şu bir gerçek ki bu ülkeyi yönetenler ne zaman demokrasi deseler biz katlediliyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Bu hafta 11 Kasım 1994 Tarihinde Urfa’da katledilen Şefik Geçgel’in akıbeti soruldu. Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına açıklamayı Seza Mis okudu. Mis yaptığı açıklamada şu noktalara değindi; “Urfa 90’lı yıllarda kontrgerilla merkeziydi ve adeta Buçak aşiretinin hâkimiyetindeydi. Bu dönem, devletin resmi raporlarında Bucakların “devlet içinde devlet” olduğu şeklinde geçiyordu. Bucak aşiretine mensup korucular, JİTEM, Hizbullah, Kontr-gerilla elemanları hiçbir sorunla karşılaşmadan Urfa’da faaliyet gösteriyordu. İllegal gözaltı yapma ve sorgulama yapma sorgulama yapma yetkisi alan Bucaklar Urfa’yı cehenneme çevirmişlerdi. Gazeteciler, Kürt siyasetçiler, insan hakları savunucuları sokak ortasında infaz ediliyordu. İnfazı gerçekleştiren Renault marka araçlar ise Urfa Garnizon Komutanlığı’na yönelerek kayboluyorlardı.”  Diyen Mis 90’lı yıllarda Urfa’daki genel durumu bu şekilde özetledi. Mis daha sonrasından şu bilgileri paylaştı; “Bu vahşet hiç şüphe yok ki Urfa’da devleti ve hükümeti temsil eden dönemin Vali’si Ziayeddin Akbulut ve Dönemin Urfa Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Fidanboy’un rızası dışında gerçekleşemezdi.” Diyerek katledilen insanların sorumlularının belli olduğunu bir kez daha gösterdi.

Urfa’da işlenen insanlık suçlarından biri Şefik Geçgel’in kaybedilmesi

Mis, Şefik Geçgel’in kaçırılma olayını şu sözlerle anlattı; “Siverek’in yiginot köyünde koruculuk yapan Mehmet Geçgel akrabası olan Şefik Geçgel ve ailesi ile arazi anlaşmazlığına düştü. Konu adli makamlara intikal edince mahkeme arazinin Şefik Geçgel’e ait olduğuna karar verdi. Bunun üzerine Mehmet Geçgel intikam almak amacıyla Siverek’te bulunan Sedat Bucak aşiretine Şefik Geçgel’in PKK’li olduğuna dair ihbarda bulundu. Bunun üzerine 11 Kasım 1993 günü gündüz saat 12 sularında Mehmet Geçgel ve yine korucu olan oğulları, Bucak aşiretinin korucuları ve Jandarma Komutanlığına bağlı askerler yiginot köyüne baskın yaptı.” Diyerek kaçırılmayı özetleyen Mis daha sonraki süreci ise şöyle aktardı; “Şefik Geçgel ve kuzeni Hemo Geçgel Köyden Gözaltına alındıktan sonra açık arazide gün boyu yoğun işkenceye tabi tutuldu. Akşama doğru Hemo Geçgel yaralı halde arazide bırakılırken Şefik Geçgel askeri araca konularak götürüldü.” Bundan sonraki süreçte ise ailenin tüm resmi mercilere yaptığı başvurular yanıt bulmadı. Ve tüm mercilerce inkâr edildiğini belirten Mis ailenin 20 yıldır Şefik Geçgel’i aradığını ve hala bir cevap alamadığını belirterek açıklamayı sonlandırdı.  

 

[widgetkit id=380]

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu