Emek

Greve erteleme değil, fiili yasak…

Kanun Hükmünde Kararname’lerle (KHK) “dediğim dedik, astığım astık” deyimiyle ülkeyi yöneten AKP iktidarı, işçi sınıfının can bedeli kazandığı grev hakkını elinden almak için yürürlükte olan yasakların yetkisini genişletti. Yeni düzenlemeyle bundan sonra “ulaşım hizmetlerinin” ya da “bankacılık hizmetlerinde, ekonomik ve finansal istikrarın” aksaması bahane edilerek grevler yasaklanabilecek.

AKP iktidarının 2014 yılında yasalaştırdığı ancak Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği grev yasakları, 678 sayılı KHK ile birlikte geri getirildi. KHK’nin 35. maddesi ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 63. maddesinin birinci fıkrası, grevi erteleme olanağı genişletilerek değiştirildi. Yasa eski metninde “Karar verilmiş veya başlanmış olan kanuni bir grev veya lokavt genel sağlığı veya millî güvenliği bozucu nitelikte ise Bakanlar Kurulu bu uyuşmazlıkta grev ve lokavtı altmış gün süre ile erteleyebilir. Erteleme süresi, kararın yayımı tarihinde başlar” olarak belirtilirken yeni düzenlemede“Karar verilmiş veya başlanmış olan kanuni bir grev veya lokavt; genel sağlığı veya millî güvenliği, büyükşehir belediyelerinin şehir içi toplu taşıma hizmetlerini, bankacılık hizmetlerinde ekonomik veya finansal istikrarı bozucu nitelikte ise Bakanlar Kurulu bu uyuşmazlıkta grev ve lokavtı altmış gün süre ile erteleyebilir. Erteleme süresi, kararın yayımı tarihinde başlar” olarak yer alıyor.

Yasaya göre ertelenen grev için arabulucu görevlenecek ve belirlenen arabulucu, patronlar ile grev kararı alan sendika arasında uzlaşı sağlamaya çalışacak. 60 gün sonunda uzlaşı sağlanamaması durumunda konu Yüksek Hakem Kurulu’na götürülecek. Aksi takdirde sendikanın toplu sözleşme yetkisi düşüyor. Yani yasa metninde erteleme denilse de uzlaşı aralığının 60 gün olması ve 60 günün sonrası için Yüksek Hakem Kurulu’nun yetkilendirilmesi, fiilen grevin yasaklanması anlamına geliyor.

“Patron grevi bitiremedi mi?

Devlet yanı başında!”

Evet, patronların fiili ve hukuki olarak grevi zorlaştırma çabaları yeterli gelmediğinde iktidar ile anlaşıp grev ertelemesi yoluna gitmeleri yasa genişletilmeden önce de işletiliyordu.

2014 yılında Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi 15 bin metal işçisi, 10 kentte ve 22 fabrikada greve çıktı. Grevin yayılmasıyla birlikte Bakanlar Kurulu tarafından 6536 sayılı Sendikalar Ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 63. maddesine göre yasal olarak başlayan grev, “genel sağlık ve milli güvenliği” bozduğu bahanesiyle ertelendi. Yani erteleme demek, zaten yasak demekti.

 

Yasada neler “değişmedi”!

Yasadaki yeni düzenleme ile birlikte Bakanlar Kurulu’nun grevi erteleme yetkisindeki “genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte olması” gerekçesine “büyükşehir belediyelerinin şehir içi toplu taşıma hizmetlerini” ve “bankacılık hizmetlerinde ekonomik ve finansal istikrarı” gerekçeleri de eklendi. Böylece AKP, “trafik aksıyor” bahanesiyle dahi grevi yasaklayabilme yetkisi edindi.

 

“Şimdilik”

OHAL bahaneleriyle T. Kürdistanı’nda demokratik alanlara kayyum atayarak, TV, radyo ve gazeteleri kapatarak, devrimcileri, demokratları, yurtseverleri, halkın seçtiklerini tutuklayarak yarattığı korkudan beslenen AKP, ezilen ve emeği yok sayılan bütün emekçilerin ellerindeki kazanımları almadan durmayacağa benziyor.

Öyle ki ar damarı Ensar Vakfı kadar olan AKP, çocuk istismarının önünü açan yasayı da meclisten geçirmek isterken, başta kadınlar olmak üzere toplumun tüm kesimlerinden gelen karşı koyuşun ayak sesleriyle, kendilerinin de ifade ettikleri gibi “şimdilik” geri çekildi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu