Güncel

Kayıp yakınları Muhyettin Taştekin’in faillerini sordu

İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının 'Kayıplar bulunsun failler yargılansın' eyleminin 759’uncu haftasında, Muş’ta evi basılarak katledilen Muhyettin Taştekin’in failleri soruldu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” eyleminin 758’inci haftasında Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi.

Burada yapılan açıklamada konuşan İHD Amed Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz, “Alanlarda cumartesi günleri var olan insan sayısından çok fazla olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Siyasi iktidarların bunu bilerek hareket etmeleri gerekiyor. Çok uzun süredir Galatasaray Meydan’ında Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu ihlal kararlarına rağmen kayıp yakınlarının adalet arayışı engellenmek isteniyor. Biz bu uygulamadan vazgeçilmesini, siyasi iktidarın dönem dönem kayıp yakınlarının acılarını paylaştığını, yürüttükleri mücadelenin önemli olduğunu, geçmişle yüzleşme konusunda hazır olduğu konusundaki söylemlerini kendilerine tekrardan hatırlatıyoruz” dedi.

Ardından İHD Amed Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Berfin Elçi, Muş’ta 5 Ağustos 1993 tarihinde katledilen 60 yaşındaki Muhyettin Taştekin’in hikâyesini paylaştı.

‘Evimizin bahçesinde katlettiler

Elçi, Muhittin Taştekin’in oğlu Nihat’ın, 5 Ağustos 1993 tarihinde akşam 21.30 saatlerinde, ellerinde uzun namlulu silahlarla köylerine 5-6 kişiden oluşan bir grubun geldiğini aktardığını söyleyerek, şöyle devam etti: “Grup içerisindeki diğer kişiler bu sırada kapımızın önünde bekliyordu. Evimize giren bu kişi babam 60 yaşındaki Emekli imam Muhyettin Taştekin’i evden çıkarıp evimizin bahçesinde götürdü. Bu sırada babam dışında kimsenin dışarı çıkmasına izin verilmedi. Babamın evden dışarı çıkarılmasından kısa bir süre sonra çok sayıda silah sesi geldi. Silah sesinin kesilmesinden sonra dışarı çıktığımızda babamın bahçemiz içinde kanlar içinde yattığını, silahlı grubun ise Jandarma Alay Komutanlığı’na doğru kaçtıklarını gördüm. Evimiz Alay Komutanlığı’na arasındaki mesafe yaklaşık 800 metre civarındaydı. Bu olaydan önce babam sivil polisler tarafından takip ediliyordu. Babam, yaşadığımız çevrede tanınan, sözü geçen Kürt şahsiyetlerden biriydi. 1990 yılında Avrupa’ya gitmişti ve orada demokratik Kürt siyasetinde aktif rol alan biriydi. Katledilmeden kısa bir süre önce Almanya ve Fransa’dan gitmişti. Köye döndükten bir ay sonra babam infaz edildi. Babamın sivil polisler tarafından izlendiğinde, babamla birlikteydik. Ve bir kez kendimde bu takibe tanık olmuştum.”

Elçi, Nihat’ın babasının öldürülmesi akabinde sağlıklı bir yargılama sürecinin yaşanmadığını belirttiğini kaydetti.

Açıklama kayıplar için gerçekleştirilen 1 dakikalık oturma eylemiyle sonlandırıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu